BÜTÇE İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİMİZİ KAMUOYUYLA PAYLAŞTIK. . .

194



9 Kasım 2017 Perşembe günü Genel Merkezimizde yaptığımız basın toplantısında;
Görüşmeleri devam eden 2018 savaş, rant ve yağma bütçesi karşısında, başta insanca yaşayabileceğimiz bir ücret olmak üzere, 2017 kayıplarımızı da karşılayacak ek zam, vergide adalet, gelir dağılımında eşitlik, çalışanlara iş ve ücret güvencesi sağlayacak düzenlemeler ve emekten yana demokratik, eşitlikçi, halkçı bir bütçe talebimizi kamuoyuyla paylaştık.
Genel Başkanımız Serpil Akpınar tarafından yapılan açıklama aşağıdadır:
BASINA VE KAMUOYUNA


225px; Değerli Basın Emekçileri;2018 takvim yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı TBMM’ye sevk edilmiş bulunmaktadır.
Gelir dağılımında adaletin sağlanması, emekçilerin insanca bir yaşam sürdürebilmelerine yetecek ücret verilmesi, vergide adalet sağlanması, temel kamu hizmetlerinin ücretsiz olması, ek ödemelerin emekli aylığına esas kazanca dahil edilmesi, kamusal emeklilikte tasfiyenin durdurulması gibi talepler emekçilerin öncelikli talepleridir.
Türk-İş Konfederasyonunun Ekim/2017 dönemine ait açıkladığı; açlık sınırı (dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması tutarı) 1. 544 TL, yoksulluk sınırı (gıda harcaması ile birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık vb. İhtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarı) 5030 TL. ‘dir.
Hükümetle Memur-Sen arasında imzalanan 2018/2019 yıllarını kapsayan Toplu Sözleşme sürecinde mutabakata varılan yüzdelik zamlar gerçeklikten uzaktır. Ocak ayında verilecek %4’lük zam, daha ele geçmeden erimiş, Temmuz ayında yapılacak %3,5’luk zam ise vergi dilimi vasıtası ile geri alınmaktadır ve kamu emekçilerinin maaşları reel olarak gerilemeye devam etmektedir. İmzalanan toplu sözleşme, zammı bir tarafa bırakın, 2017 yılı kayıplarımızın dahi karşılaması için yeterli değildir. Açıklanan enflasyon rakamları, hükümetin koyduğu vergi artışları, akaryakıt ve temel tüketim mallarına gelen zamlar dikkate alındığında, maaşlarımız 2017 başına gerilemiştir. Bu nedenle Bütçe Kanununa eklenecek bir madde ile EK ZAM talep ediyoruz.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın “vergisini düzenli ödeyene indirim bizden” sloganıyla uygulamaya başladığı %5 vergi indirimi yukarıdaki tablo dikkate alındığında trajikomiktir. Bir takvim yılı içerisinde elde ettiği geliri bir yıl sonra iki taksit halinde ödeyenlere %5 vergi indirimi yapılırken, her ay eline bile geçmeden kaynaktan kesilerek vergisini peşin ödeyen emekçiler yine adaletsiz bir uygulamayla karşı karşıya kalmaktadır. Vergi dilimi ucubesine takılarak gelir kaybı yaşamak istemiyoruz, biz de vergi indiriminden yararlanmak istiyoruz.
Emekçinin vergileri peşinen kesilirken, sermayenin vergi ödememek için;
“Alınan vergiler halka yol, su, elektrik olarak dönüyor” söyleminin geçerliliği kalmamıştır. Devletin halktan aldığı vergilerle karşılaması zorunlu tüm hizmetler paralı hale getirilmiş, önemli bölümü özel şirketlere devredilmiştir. Nitelikli sağlık hizmeti, eğitim hizmeti gibi temel hizmetler bile parası olanların yararlandığı ayrıcalıklı hizmetler haline gelmiştir. Türkiye’de dünyanın en yüksek oranlı öTV’sini ödeyen vatandaşlar attığı her adımda ek vergilerle karşılaşmaktadır.
Geçse de geçmese de hazine garantisi verilen köprüler, gitse de gitmese de parasını ödediği şehir hastaneleri gibi çılgın projelerin maliyeti yine vatandaştan alınan vergiler ile karşılanmaktadır.
Geçmediğimiz köprünün, gitmediğimiz hastanenin parasını ödemek istemiyoruz.
Maliye Bakanı, Orta Vadeli Program ve Bütçe ile ilgili açıklamalarda bulunurken, vergi artışlarını ve zamları, jeopolitik nedenlerle ve savunma giderlerinin arttırılma ihtiyacıyla açıklamış, dışarıdan borçlanma yerine vergi ve zamlarla Bütçe Açığını kapatma yoluna gideceklerini belirtmişti. Ancak Mecliste görüşülmekte olan Torba tasarıya eklenen bir madde ile GSM şirketlerinin cezaları silinmektedir, devlet alacaklarından vaz geçilmektedir.
O zaman soruyoruz: Madem vergilerle bütçe açığını kapatacaksınız; neden GSM Şirketlerinden 5 milyarı bulan ceza ve devlet alacaklarına torba tasarıda af getiriyorsunuz?
2018 bütçe yasa tasarısında da kadınların ekonomik kaynaklara, kamusal hizmetlere, istihdama, eğitime, sağlığa ve sosyal koruma haklarına eşit erişimi göz ardı edilmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren değil, dikkate alan ve bu eşitsizliği giderecek bir bütçe istiyoruz.
Kamuda 49 bin 873 engelli kamu çalışanı bulunmakla birlikte, halen 13 bin 441 de engelli kontenjan açığı bulunmaktadır. Hem çalışma yaşamında hem de toplumsal yaşamda 9 milyondan fazla engelliyi gören bir bütçe istiyoruz.
Daha önce gündeme gelen ve tepkiler üzerine, zeytinlik ve meraları imara açan yasa tasarısını geri çeken hükümet, Meclis’e sunduğu Torba Yasa’da meraları riske atan maddeyi değiştirmeden tekrar koydu. Torba tasarı, bütçe açığını, betonlaşmayı ve silahlanmayı finanse etme adına, doğayı daha çok talan etme, halkı emekçiyi daha
çok ezme tasarısıdır! Emekçiyi değil rantçıyı, doğayı değil betonu savunan tasarıdır bu torba tasarı!
Adil bir vergi sistemi için; açlık sınırı rakamı vergiden muaf tutulmalı, yoksulluk sınırı rakamı en alt vergi diliminden vergilendirilmeli, temel tüketim harcamaları ve hizmet alımından alınan dolaylı vergiler kaldırılmalı, kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalı, servet vergisi konulmalı, savaş ve emekçilere saldırı bütçesi değil, halk için bütçe yapılmalıdır.
Görüşmeleri devam eden 2018 savaş, rant, ve yağma bütçesi karşısında, başta insanca yaşayabileceğimiz bir ücret olmak üzere, 2017 kayıplarımızı da karşılayacak ek zam, vergide adalet, gelir dağılımında eşitlik, çalışanlara iş ve ücret güvencesi sağlayacak düzenlemeler, emekten yana demokratik, eşitlikçi, halkçı bir bütçe istiyoruz. [kck]h4 align=


MERKEZ YÖNETİM KURULU
a.
Serpil AKPINAR
Genel Başkan[kck]h4 align=center