Egenin ovaları, tarımsal üretime en elverişli ovalardır. Buraların iklimi tarıma çok elverişlidir. Yıllık yağış miktarı, Türkiye ortalamasının üstünde, taban suyu ise yüksek, akarsuyu bol, yani yeterli suyu var.
Toprakları, taş eksen biter cinsten, verimli. Arasan bulunmaz böylesi. Tarımsal üretim için biçilmiş kaftan ovalar. Bu topraklara ihanet edenler, ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılsa yeridir.
çünkü bu ovalarda yılda 3-4 kez ürün almak içten bile değil. Üretim ve ihracatında dünya birincisi olduğumuz incir ve çoğu yıl yine üretim ve ihracatında dünya ikincisi olduğumuz üzüm en iyi bu ovalarda yetişiyor. Üzüm ve incir bol ve kaliteli verimlerini en iyi bu bölgede verir.
Evliya çelebi’nin dağlarından yağ ovalarından bal akıyor dediği Ege’nin ovaları buralar. İşte bugün bal akan bu ovalar, tehdit altında! Yağ akıtan dağlarındaki zeytinler bugün değilse, yarın zora düşecek. Böyle giderse ne ovalarında bal, ne dağlarında yağ hiç akmayacak belki de. çünkü bal akan ovalarında Jeotermal Santraller (JES), ahtapotun kolları gibi bütün ovayı sarmış sarmalamış. Bal veren asmalar ile incirler amansız bir jeotermal kuşatması altında. Zeytinler için tehlike çanlarını, açık sistem jeotermallerden havaya salınan gazlar yarın için bugünden çalıyor.
Bakın, uzmanlar, açık jeotermal enerji sistemlerinde;
-Ovalara vurulan kuyulardan çıkarılan sular borularda dolaştıktan sonra toprağa yeniden veriliyor. İçeriğinde kükürt ve tuz bulunan bu su suyu ve toprağı kirletiyor. Bu kirli su, toprakta bitkilerle bir biçimde buluşuyor.
-Açık jeotermal enerji sistemlerinde havaya karbondioksit, hidrojen sülfür, amonyak, metan ve bor yayılıyor. Havaya karışan gazların içinde en çok yayılan hidrojen sülfür, havaya karışan hidrojen sülfür, teneffüs edildiğinde akciğer ve kalp rahatsızlığını tetikliyor.
-Açığa çıkan kükürt, asit yağmurlarına neden oluyor. Asit yağmurları da bitkileri, ağaçları, suları olumsuz etkiliyor. İnsanlarda ise kemik erimesi ve kansere yol açıyor.
-Santrallerden havaya salınan gazlardan yüzde 10’u metan gazı ve karbondioksitten oluşuyor. Bu gazların havaya karışması küresel iklim değişikliğine, dolayısıyla iklimin istikrarsızlaşmasına ve bazı hayvanların yaşam ortamlarını değiştirmesine neden oluyor.
İşte böyle diyor uzmanlar. Jeotermal santraller, ihracatta en önemli iki kalem ürünümüz olan üzüm ve incire ciddi darbe indirecek etkinlikte. Manisalılar için üzüm, Aydınlılar için incir önemli geçim kaynağı. Köylüler için de esnaf içinde bu böyle. Alaşehir ve Gölmarmara jeotermalden dertli mi dertli şu an. Dertlerini her önüne gelene; yetkili olana da, olmayana da, anlatıyor. Ne çare, aldıran yok, kendileri söylüyor, kendileri dinliyor. Manisa ve aydın köylerinde umutsuzluk dağ boyu. Politikacılardan umudun kesme pamuk ipliği kıvamında; ha koptu, ha kopacak!
Gelin, jeotermallerin önüne geçin! Toprağa, suya, ülke ekonomisine, çiftçinin aşına-ekmeğine, insan sağlığına kıymayın efendiler.
05. 05. 2017 – öZGüRLüKçü DEMOKRASİ