VARDİYA GENELGESİ GERİ ÇEKİLSİN!

201



Bilindiği üzere Gelir İdaresi Başkanlığı Taşra Teşkilatının Süreklilik Arz Eden Hizmetlerinde çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 17 Eylül 2015 tarihinde yürürlüğe girerek Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.
Konu ile ilgili 19 Eylül Cumartesi günü genel merkezimizde basın toplantısı düzenlenerek sendikamızın görüşleri kamuoyuyla paylaşılmış; ilgili genelgeye karşı her türlü hukuki ve meşru yöntemleri kullanarak, maliye emekçilerinin yeni mağduriyetler yaşamasına izin verilmeyeceği ifade edilmiştir.
Genel örgütlenme ve Eğitim Sekreterimiz Akın Şişman’ın okuduğu açıklama aşağıdadır:

BASINA VE KAMUOYUNA

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI’NDAN KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK!

184px; Pek çok ihtiyaç giderilmeyi beklerken, gereksiz özenti ve gösterişi belirtmek için kullanılan “Kel başa şimşir tarak” deyimi tamda maliye emekçilerinin içinde bulunduğu süreci
özetlemektedir.
17 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren, Gelir İdaresi Başkanlığı Taşra Teşkilatının Süreklilik Arz eden Hizmetlerinde çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikle ne amaçlandığı sorusu, bu günden itibaren on binlerce maliye emekçisinin zihnini meşgul etmeye başlamıştır.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kurulduğu 2005 yılından bu yana maliye emekçilerinin çalışma hayatında yarattığı alt üst oluşlar ortadadır. Başta fırsat eşitsizliği ve ücret adaletsizliği olmak üzere beraberinde ortaya çıkan istihdam belirsizliği her geçen gün artarak devam etmektedir.
Gelir ve gider birimleri ayrışmasıyla başlayan süreç, gider birimlerinde tasfiye sürecini nasıl beraberinde getirdiyse, Gelir İdaresi Başkanlığı’nda ortaya konulan ayrımcı uygulamaların da benzer bir tasfiye sürecinin hazırlıkları olduğunu anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.
Sendikamız tarafından dönem dönem yapılan değerlendirmelerde Gelir İdaresi Başkanlığı sürecinin başarısız olduğu, iflas eden bir proje olduğunun altını çizmiştik. Sendikamızın görüşleri alınmadan ben yaptım oldu mantığı ile yapılan düzenlemelerin her geçen gün Gelir İdaresi Başkanlığını yeni bir kaosa sürüklemesi Maliye Bakanlığı ve GİB’in aczidir.
ROTASYON VE PERFORMANSTAN SONRA SIRA VARDİYALI çALIŞMADA!
GİB’de bankacılık modeli, illerde tek bir vergi dairesi pilot uygulamaları, zorlama ve içi boş projelerdir. Maliye Bakanlığı’nı satranç tahtası, maliye emekçilerini piyon gören anlayış devam etmektedir.
Vergi dairelerinde 24 saat üzerinden vardiyalı çalışmayı düzenleyen yönetmelikten tam olarak ne hedeflendiği izaha muhtaç olup, 12 saate dayalı vardiya sisteminin yönetmelikte atıfta bulunulduğu gibi 657 Sayılı Yasanın ilgili maddelerine dayanamayacağı ortadadır. Asırlık bir kurum olan Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığında bugüne kadar olduğunun aksine, üretilen hizmetlerin süreklilik arz edeceği yaklaşımı tartışmalıdır.
12 saat çalışmanın 8 saatinin karşılığının izin olarak kullanılacağı ifade edilirken, kalan dört saatin ücretlendirilmesi belirsizdir. Yönetmelikte belirtildiği gibi bir uygulama ayda yaklaşık 80 saatlik bir fazla çalışma yaratmakta, 80 saatlik fazla çalışmaların angaryaya dönüşme ihtimali yüksektir. En son AKP Hükümeti ile yandaş Memur-Sen arasında imzalanan satış sözleşmesine göre fazla çalışma ücretleri çalışanların %10’u ile sınırlandırılmıştır. Ayda 50 saat ve çalışanların %10’u ile sınırlandırılan fazla çalışma ücreti uygulaması çok açık angarya çalışmayı derinleştirecektir. Diyelim ki fazla çalışmalar karşılığında izin kullandırılacaksa yönetmelikte “vardiya yapılmayan dönem” denilerek izin kullanımını belirsiz bir tarihe atmaktadır.
Diğer taraftan süreklilik arz edecek işlerin kapsamı genişletilmekte, eskiden sadece Denetim Koordinasyon Müdürlüğünce gönüllülük temelinde yapılan işler, Vergi Dairesi Müdürlüklerinin yaptığı yoklama ve tahsilat birimlerini de kapsayacak şekilde düzenlenmektedir. Kapsam genişlemesinin denetim-yoklama ve tahsilat birimlerindeki maliye emekçileriyle sınırlı kalmayacağı, uygulamanın tüm maliye emekçilerini kapsayacağı açıktır.
Haftalık çalışma süresi yasal olarak 40 saat olup, günlük 8 saattir. Esnek çalışmanın da önünü açan uygulamada, kalınan fazla mesai karşılığı izin olarak kullandırılacaksa, üretilen hizmete katkı sağlamayacağı ortadadır. Kalınan fazla mesainin ücretlendirilmesinin önünde de yasal engeller söz konusudur. Denetim, yoklama ve tahsilât gerekçe gösterilerek çıkarılan genelgenin tüm maliye emekçilerinin yaşamlarında ciddi alt üst oluşları beraberinde getireceği açıktır.
Bahsi geçen yönetmeliğin Amaç kısmında, “vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi ve tahsilât hizmetlerinin aksatılmadan yürütülmesine yönelik yapılan hafta sonu ve resmi tatil günleri dahil yoklama ve benzeri denetim faaliyetleri ile tahsilat işlemlerinde 24 saat çalışma esası ile mesai saati dışındaki fazla çalışmalara ilişkin usul ve esasların düzenlendiği” ifade edilmektedir.
Gerçekten bahsedildiği gibi amaç denetimi artırmaksa yeteri kadar ve kadrolu vergi denetim memuru alımı yoluna gidilmelidir. Vergi Dairesi Müdürlükleri zaten yaklaşık %40 eksik personelle işleri yürütürken, maliye emekçileri ağır iş yükü altında hizmet üretirken yeni işler tarif ederek sınırlı sayıdaki personelin üzerine yeni yükler bindirmek sorunu çözmek bir yana katmerleştirecektir.
2005 yılından bu yana Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığında amaçlanan şey kelimenin gerçek anlamıyla kurumun küçültülmesi ve maliye emekçilerinin tasfiyesidir. Zaten dolaylı vergi, stopaj gibi vergi politikası araçlarıyla toplanan vergi emekçilerin ve halkın sırtına vurulduğundan, sözümüz ona maliye emekçilerinin hizmetine ihtiyaç duyulmamaktadır. Daha önce rotasyon adı altında sürgünler ve tek vergi dairesi sistemi ile başlatılan emekliliğe zorlama çalışmaları çok açık vardiya yönetmeliği ile doruğa ulaşacaktır.
Bununla birlikte yönetmelik, öteden beri turnike ve kamera sistemi ile performans çalışmalarına paralel olarak esnek-güvencesiz çalıştırmanın da meşrulaştırma ve yaygınlaştırma amacı taşımaktadır.
Maliye emekçilerinin gelinen noktada yaşadıkları sorunların çözüme kavuşmadığı ortadadır. Gelir-gider, memur-uzman, uzman-merkez uzman gibi ayrımların yarattığı ücret adaletsizlikleri, görev tanımdan yoksun çalışma hayatı, pilot uygulamalar ve istihdam belirsizliğinin maliye emekçilerinin çalışma motivasyonunu düşürdüğü ve bakanlık ve başkanlık içinde yaşanan tartışmaların iş barışını bozduğu gerçeği ortada iken, maliye emekçilerinin talepleri karşılanmadığı sürece hedeflenen hiçbir projenin başarılı olma şansı bulunmamaktadır.
BüRO EMEKçİLERİ SENDİKASI OLARAK BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ!
Maliye hizmetlerinin aksamaması ve daha verimli hale gelmesi için maliye emekçilerinin talepleri karşılanmalı, bozulan iş barışı tekrar sağlanmalıdır. Kadrolaşma, her türlü ayrımcılık ve adaletsizliğe son verilmelidir.
Maliye emekçilerinin de temsilcisi sendikamızın görüşleri alınmadan, katılımcılık sağlanmadan ortaya konulacak uygulamaların başarı şansının düşük olduğunu bir kez daha ifade ediyor, BES olarak bu süreçte ortaya çıkacak maliye emekçilerinin tepki ve taleplerinin sözcüsü olacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz!
Genel yetkili sendika Memur-Sen ile Maliye Bakanlığı’nda yetkili sendika Türk Büro-Sen’i de maliye emekçilerinin sorun ve talepleri konusunda bugüne kadar ortaya koydukları pasif, işbirlikçi tutumlarını maliye emekçilerinin vicdanına havale ediyor, tüm maliye emekçilerini bu tasfiye girişimlerine karşı insanca yaşama ve çalışma mücadelemize katılmaya davet ediyoruz.
BES olarak ilgili genelgeye karşı her türlü hukuki ve meşru yöntemleri kullanarak, maliye emekçilerinin yeni mağduriyetler yaşamasına izin vermeyeceğiz!

ESNEK çALIŞMANIN DA öNüNü AçAN VARDİYA GENELGESİ DERHAL GERİ çEKİLMELİDİR!

EŞİTLİK, ADALET VE İNSANCA BİR YAŞAM MüCADELEMİZİ YüKSELTEREK SüRDüRECEĞİZ.

MALİYE BAKANLIĞI’NIN TASFİYENİN VE KADROLAŞMANIN BAKANLIĞI OLMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!

kckp align=rn
MERKEZ YÖNETİM KURULU
kck/bodyrnkck/html