Her 68 çocuktan birinde otizm görülüyor. Buna göre Türkiye’de otizmli bireylerin sayısı 350 binin üzerinde. Peki, bu çocuklar doğru eğitim alabiliyor mu, en çok karşılaştıkları sorunlar ne? Nisan ayının “Otizm farkındalık ayı” ilan edilmesi sebebiyle Tohum Otizm Vakfı kurucusu, işkadını Mine Narin sorularımızı yanıtladı
Tohum Otizm Vakfı kurulalı 13 yıl olmuş. Bu süreçte otizm konusu anlaşılabildi mi?
kategorisi, bir diğer deyişle farklı bir yetersizlik kategorisi olarak algılanıyor. Ancak otizmli çocuklarda erken tanı ve erken eğitimin önemini herkes biliyor ve tanıyor diyemeyiz.
Otizmli çocuklara ne kadar erken ve yoğun eğitim verebilirsek yetişkin yaşlarında o kadar bağımsız, kendine yeten, üretken, ekonomiye katkı yapan bireyler olarak toplum içinde yer alabiliyorlar. Ailelerine ve devlete bağımlı yaşamak zorunda kalmaları, ağır ekonomik sorunları da beraberinde getirebiliyor. örneğin
her 68 çocuktan biri otizmli riskiyle doğuyor. 2000’li yılların başında bu oran 150 çocukta bir idi. Artışın nedenleri tam olarak bilinemiyor. çevresel kirlenmenin yarattığı etkiler gibi çeşitli görüşler var. Ancak en güçlü açıklama, otizmin genetik temelli olması. Otizmin görülme sıklığı arttığı için, erken tanılama ve uygun özel eğitim hizmetlerinin sunulması, her zamankinden daha önemli. Şüphesiz bu sadece STK’ların çabalarıyla sağlanamaz. Eğitim,