Yaşamı farklı kılan,
tarihi,
uygarlığı
o farklılık içinde
algılayabilen
toplumlardoğaya sahip çıkar. . .
Talanın, yağmanın,
hırsızlığın,
rüşvetin kol gezdiği
coğrafyalarda hayat bu yüzden ayrıcalıklıdır. . .
Bilinen, yıllardır sürdürülen o kıyım şimdilerde de sürerken, gözlerimizi bu kez Soma’nın
Yırca köyüne
çevirdik. . .
Kolin Şirketi
orada termik santral yapmak için
6 bin zeytin
ağacını
katletti!
İzmir, Çanakkale,
Ayvalık, Burhaniye,
Edremit, Kaz Dağları. . .
Tüm çevreciler seslerini duyurdu ama değişen bir şey yok!
Yağma düzeninin savunucuları talana göz yumuyor.
AKP’nin
Meclis’e sunduğu
yasa tasarısı
kabul edilirse
25
dekarın altında
olan zeytinlikler talana açılacak, sıradan ağaç sayılacak. . .
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı
Konseyi
kurucularından
Murat
Narin, 10 gün önceCumhuriyet
Ekonomi Servisi’nden
Şehriban
Kıraç
arkadaşımıza anlatmıştı, zeytincilikte yaşanan
“küresel
skandalın”
perde arkasını. . .
Narin şöyle demişti:
Bir taraftan Soma’nın Yırca köyündeki zeytin ağaçları termik santral için kesiliyor; öte yandan 25 dekarın altındaki zeytinlikler
“zeytin alanı dışına”
çıkarılmak isteniyor.
Eğer
bu yasa Meclis’ten geçerse
uluslararası diplomatik bir skandala,
rezalete imza atılmış
olacak.
***
Peki, nedir bu diplomatik skandal ya da rezalet?
Türkiye
Uluslararası Zeytinyağı
Konseyi’ne
(UZK) üye olan bir ülkedir.
Eğer zeytin alanları talana açılırsa
UZK’nin anlaşması
çiğnenmiş
olur. Anlaşmanın temelini zeytin ağaçlarını korumak oluşturduğu için, Türkiye’yi üyelikten atarlar.
Ayrıca Türkiye şu anda Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin dönem başkanıdır. . .
Yasa Meclis’ten geçerse UZK üyelik yasası olarak adlandırılan yasa da hükümsüz hale gelecek. . .
Türkiye böylece
verdiği
sözü tutmayıp
çiğneyen
bir ülke olacak.
Böyle bir durum diplomatik skandal ve rezalet değil de nedir?
Hükümet tüm bunları bilerek yapıyor. . .
Saman ithal eden Türkiye
bir süredir zeytinyağı da ithal
ediyor. . .
Murat Narin diyor ki:
“Anadolu’da zeytin yetiştirmeye
elverişli üç milyon hektar
toprak var. Bu alana 3. 6 milyar
zeytin fidanı dikebiliriz. 20-25 yıl
sonra 20 milyon ton zeytinyağı
üretmiş oluruz. 1 milyon ailenin
geçimi buradan sağlanır.
Yine Güneydoğu’da üç milyon
hektar boş alan var. Oralara bir
milyar zeytin dikilip, 600 bin aileye
eşdeğer ortam yaratılabilir. . . “
***
Türkiye’de zeytin ağaçlarının
yüzde 90’ı 25 dönümün altında
ve zeytin alanı ortalaması ise 10- 12 dönüm. . .
Tüm dünya zeytin fidanı dikerken biz zeytinliklerimizi koruyup kollayacağımıza kesiyoruz.
Ne uğruna?
Termik santrallar yapmak için!
Zeytinin anayurdu
Anadolu
coğrafyası. . .
Akhisar’da, İzmir
Gâvurköy’de tütüncülük bitince zeytinciliğe başlandı. . .
Akhisar’da
1600 yaşında zeytin
ağacı
var bugün!
Yani bilge, tarihe ve uygarlığa tanıklık etmiş zeytin ağaçları da var; orta yaşlı, genç, bebe zeytin ağaçları da. . .
Anadolu uygarlıklarıyla birlikte yaşamış, ona yoldaşlık etmiş zeytin ağaçlarına kıymayın!
Soma’nın Yırca köyünde kıyım var kıyım!
ürünü üzerinde olan
zeytin ağaçları kesiliyor!
Kıyımlara alışkın bir toplumuz. . .
Demokratik
hak ve özgürlüklerinizi
kullanın!
***
Dozerle kıyıyorlar zeytinliklere. . .
Hasadı farklı kılan, doğanın dokusuyla oynayan,
tarihi,
uygarlığı önemsemeyenbir düşünce kuşatıyor hepimizi. . .
Bir
katliam yaşanıyor
Soma Yırca’da. . .
Kolin Şirketi’nin güvenlik elemanları, zeytininin ölümüne karşı koyan
köylüleri yerlerde
sürüklerken, dozerle zeytin ağaçlarını dallarında meyvesiyle birlikte öldürüyor. . .
11. 11. 2014 – CUMHURİYET