MEHVEŞ EVİN: DÜNYA İÇİN VAKİT DOLDU BEYLER! (05. 11. 2014)

229

Herkes güzellikle hatırlanmak ister. Ancak bu gidişle çocuklarımız ve torunlarımız bizleri hiç de hoş sözlerle anmayacak!
Son uyarı çok sert geldi: Dünyada felaketlere yol açacak derecede büyük bir iklim değişikliği yaşamak istemiyorsak, bu son şansımız. BM’ye bağlı IPCC (Hükümetler Ararası İklim Değişikliği Paneli) son raporunda ilk kez bu kadar keskin açıklamalarda bulundu.
Ortalama artı 2 derecelik global sıcaklık artışını engellemek,
bugün
halen teknik ve ekonomik olarak mümkün, diyor IPCC. (Bazı bilim insanları artık bu şansın bile kalmadığına inanıyor. ) Ancak sera gazı emisyonlarını hemen bugünden itibaren kısıtlamazsak, 50 yıl sonra yapabileceğimiz hiçbir şey kalmayacak.
Bilim insanları, geri dönüşsüz bir felakete karşı insanlığı mütemadiyen uyarıyor. İklim değişikliği konusu artık bir adalet mücadelesi. Dünyayı yönetenler ise hâlâ savaşla, kısa vadeli güç ve para hesaplarıyla meşgul.
Vahşi kapitalizmin sonu
IPCC’nin yayımladığı “Sentez Raporu”nda, küresel ısınmayı güvenli bir seviyede tutabilmek için sera gazı emisyonlarının 2100’de tamamen “sıfırlanması” gerektiği yer alıyor.
Bilmem farkında mısınız? Uçak yolculuğundan kişisel araç kullanımına, sanayiden enerjiye, Sanayi Devrimi’nden bu yana büyük iştahla büyüyen “gelişmiş dünya”nın ve vahşi kapitalizmin sonu demek bu.
IPCC’nin Başkanı Rajendra Pachauri, “Artı iki derecelik ısı artışının üzerine çıkmamak için önümüzde çok az zaman kaldı. 2010-2050 arasında sera gazı emisyonu TüM DüNYADA yüzde 40 ile 70 arasında düşürülmeli, 2100’de sıfıra hatta sıfırın altına inmeli” diyor.

Benden
sonrası tufan!
Küresel ısınmanın en büyük sorumluları gelişmiş ülkeler, ancak Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler de aynı hataları tekrarladığı sürece yok farkımız.
Hükümetin iklim değişikliğiyle ilgili hazırladığı eylem planının yetersiz kaldığını, verilen sözlerin yerine getirilmediğini. . . Üstelik daha büyük bir ekonomi yaratmak uğruna tamamen yanlış politikalar izlendiğini defalarca yazdım.
Mega projeler, başta kömür ve petrol olmak üzere fosil yakıtların kullanımına bağlı politikalar, yaklaşan felaketi daha da hızlandırıyor.

Ne yazık ki gelişmişliği daha fazla yol yapmak, benzin tüketmek, termik santraller ve barajlar kurmak olduğuna inanan, daha doğrusu, bu yatırımların getirdiği kısa vadeli kişisel kazancı her şeyin üzerine koyan bir anlayışla kuşatılmış durumdayız.
Siyasiler, 2023, 2050 hatta 2071’le ilgili planlarını açıklarken iklim değişikliğine nasıl etki edeceğini düşünmek ve buna göre hareket etmek zorunda.
Kömür madenlerinde 19. yüzyıldan kalma kölelik sistemini, iş cinayetlerini, su havzalarının ve en değerli orman varlıklarının yok edilmesini bile sorgulayamayan, bilimden giderek uzaklaşan bir toplumda, umutsuz bir temenni işte. . .
İKLİM RAPORUNDA NE VAR?
– 19. yüzyıl ortalarından itibaren meydana gelen deniz seviyesindeki yükselme, son 2 bin yılda olandan çok daha fazla. 1901-2010 arasında deniz seviyesi yükselmesi 19 santimetreye ulaştı.
– İnsan kaynaklı sera gazı emisyonu tüm zamanlardan daha yüksek. Atmosferdeki karbondioksit, metan ve nitrik oksit birleşimi son 800 bin yılın rekor düzeyinde.
– Okyanusların asit oranı, karbondioksitin artışı nedeniyle Sanayi Devrimi’nden bu yana yüzde 26 yükseldi.
– Raporda, “Muhtemelen sıcak dalgaları daha sık ve uzun süreli olacak, aşırı yağış vakaları yoğunlaşarak ve sıklaşarak birçok bölgede sürecek. Okyanuslar ısınmaya ve asitlenmeye ve deniz seviyesi yükselmeye devam edecek. Sera gazı emisyonu hemen durdurulsa bile iklim değişikliğinin etkileri yüzyıllarca sürecek” tespitlerine yer verildi.
05. 11. 2014 – MİLLİYET