ADALET BAKANLIĞI’NI TOPLU SÖZLEŞMEYE ÇAĞIRDIK…

260

 

Kamu Emekçilerinin en önemli taleplerinden biri olan Toplu Sözleşme talebimizi bir kez daha alanlara çıkarak gündeme getirdik.
Bugün Ankara’da Adalet Bakanlığı önünde, diğer illerde Adliyeler ve Vergi Dairesi yada SGK İl Müdürlükleri önünde kamu işverenleri toplu sözleşmeye çağrıldı.
Bugün aynı zamanda 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişinin yıl dönümüdür. Bu tarihi günün yıldönümünde, işçi sınıfının bir parçası olan kamu emekçileri sendikal hak ve özgürlüklerini kazanma mücadelesinde işçi sınıfı tarihinden öğrenerek ilerleyecekleri mesajını verdiler.
Basın Açıklaması Metni Aşağıdadır:
Bugün 15 Haziran 2009. Bugün, Kamu Emekçilerinin her ayın 15’inde olduğu gibi Kiralarını, Elektrik, Su, Telefon Faturalarını, Kredi Kartı Borçlarını ödemeye yetmeyen Maaşlarını aldıkları günlerden biri. Bugün, Kriz nedeniyle yoksullaşmaya devam eden ülkemizdeki Kamu Emekçilerinin ne kadar yoksullaştıklarını bir kez daha gördükleri ve hissettikleri bir gün.
Bugün, aynı zamanda 15’16 Haziran İşçi Direnişinin 39. yıldönümü. Bundan 39 yıl önce, 274 sayılı İş Yasası ve 275 sayılı Sendikalar Yasasında değişiklikler yapılmış ve bu değişikliklerle İşçilerin Sendika Seçme Özgürlüğü kısıtlanmış, İşçilerin Sendikalarını değiştirmeleri iyice güçleştirilmişti.
Bu yasal düzenlemelerle esasen, İşkolu Barajı getirilerek İşçilerin DİSK’e geçişlerinin engellenmesi ve DİSK’in hızla artmakta olan üye sayısının azaltılması yoluyla DİSK’in etkisizleştirilmesi hedeflenmekteydi.
Dönemin İşçi Partisinin karşı duruşuna rağmen, İktidar ve Muhalefet partilerince İşçi Sınıfına dayatılan bu düzenlemeleri onaylamayan İşçiler İstanbul’da, İzmit’te ve Gebze’de İşyerlerinde Üretimi durdurup alanlara çıkarak büyük bir direniş başlatmıştı.
Türkiye İşçi Sınıfı tarihine 15-16 Haziran Direnişi olarak geçen bu büyük direniş DİSK’i hedef alan yasal düzenlemelere karşı yapılmasına rağmen, Direnişin geliştiği aşamada Türk İş Üyeleri de bu direnişe katılmışlardır. İlk gün 75000 İşçinin İşyerlerinden çıkarak başlattığı Direniş, ikinci gününde 150000 İşçinin katılımına ulaşmış, bu Direnişin ardından DİSK’e bağlı Sendikaların Yöneticileri tutuklanmış ve 5000’i aşkın İşçi işten çıkartılmıştır.


Sonuçta DİSK’i hedefleyen yasal düzenlemeler Anayasa Mahkemesince iptal edilerek ortadan kaldırılmıştır.
Bugün, işte o Şanlı Direnişin yıldönümüdür. Bugün, tüm Emek ve Demokrasi Güçleriyle birlikte ülkemizin tüm alanlarında 15-16 Haziran Direnişini kutluyoruz.
Değerli Basın Emekçileri, bugün Türkiye’nin dört bir yanında, Büro Emekçileri Sendikasının Üyeleri alanlara çıktılar. Bugün bizim Toplu İş Sözleşmesi İmzalama hakkımızı görmezden gelen Siyasi İktidarı Uyarmak ve Toplu İş Sözleşmesi imzalamaya çağırmak için alanlardayız.
Ülkemiz tarafından usulüne uygun olarak imzalanmış olan Uluslararası Sözleşmelere ve bunlarla birlikte Anayasamızın 90. maddesine göre varolan Toplu İş Sözleşmesi imzalama hakkımızı tanımayan AKP iktidarını son kez uyarıyoruz. Ya bizimle Toplu Sözleşme Masasına oturursunuz, ya da, bu ülkede Kamu Emekçileri tarafından örgütlenen en büyük ve en kitlesel Grev dalgasıyla karşı karşıya kalırsınız.
Siyasi İktidar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Tüm Bel Sen lehine vermiş olduğu Kararı görmezden gelemez. Türkiye Cumhuriyeti tarafından Usulüne Uygun Olarak İmzalanmış olan Uluslararası Sözleşmeleri göz ardı edemez. Anayasamızın 90. maddesini kendi siyasi ihtiyaçlarına göre yorumlayamaz. AKP Hükümeti, bizim Toplu İş Sözleşmesi İmzalama ve Grev Yapma haklarımızın önünde, kendi siyasal tutumu nedeniyle barikat oluşturamaz.
Bizler, bugün Türkiye’nin tüm Meydanlarından Hükümete çağrıda bulunuyoruz. Gelin Toplu İş Sözleşmesi imzalayalım. Bizim Toplu İş Sözleşmesi İmzalama talebimizi karşılıksız bırakmayın. Anayasaya ve Uluslararası Sözleşmelere aykırı, hukuk dışı bir tutum takınmayın. Türkiye’yi Sendikal Hak ve Özgürlükler açısından dünyanın en kötü ülkeleri arasına sokmayın. Hukuka uygun davranın.
Hükümet olarak, 2001 yılından bu yana, her yıl olduğu gibi, bu yıl da 15-30 Ağustos 2009 tarihleri arasında seyrettirmek istediğiniz Toplu Görüşme Dizisinin, sonu gelmez Bölümlerinden birini daha Kamu Emekçilerine izlettirmeye çalışmayın. Aksi takdirde, Toplu Görüşme Masasında Yandaş Sendikalarınızla baş başa kaldığınızda, onlara tüm taleplerinizi kabul ettirdiğinizde, ne Kamu Emekçileri, ne de, Kamuoyu ikna olmayacak.
Memur Sen ve Türkiye Kamu Sen Üyeleri; 2008 yılının Ağustos ayında bu iki Konfederasyon tarafından imzalanan Toplu Görüşme Tutanağını kabul etmiyorlar. Onlar da, 2009 yılının birinci 6 aylık döneminde %4, ikinci 6 aylık döneminde %4,5’lik Maaş artışını onaylamıyorlar.”

Böylesine Komik Maaş artışlarına imza atan Sendika ve Konfederasyonların, Memur Sen ve Türkiye Kamu Sen’in Üyeleri, aynı Mutabakat Metninde Sendika Aidatı Katkı Payının 5 TL’den 10 TL’ye çıkartılmasını doğru bulmuyorlar.
Yıllık Maaş artışları yerine, Sendika Aidatı Katkı Paylarını yükselten Memur Sen ve Türkiye Kamu Sen’e üyeleri artık hoşgörü ile yaklaşmıyor. Onlar da, Performans Esaslı Yönetim Modeline karşı çıkıyorlar. Biliyor ve inanıyoruz ki, Memur Sen ve Türkiye Kamu Sen Üyeleri de bizim Haklı Mücadelemizi destekliyorlar. Gerçekleri görüyorlar. Bu yıl, bize dönük tüm Karalama Kampanyalarına rağmen, Memur Sen ve Türkiye Kamu Sen Üyesi Kamu Emekçilerinin de yürekleri bizimle birlikte atacak.
TÜSİAD ve MÜSİAD gibi Sermaye Örgütleriyle yan yana gelen Türkiye Kamu Sen ve Memur Sen gibi Sahte Sendikaların yaptığını yapmayacağız. ‘Kriz Varsa Çare de Var’ demeyeceğiz. Hükümetin desteğiyle, Valileri, Belediye Başkanlarını, Bürokratları arkasına alanların, ‘Krizin Bedelini Emekçilere Ödetmesine’ izin vermeyeceğiz.
Milyonlarca işsizin, yoksulun olduğu ülkemizde, Asgari Ücretle bile iş bulunamayan bir ülkede, kendisine iş, evine aş bulamayan yurttaşlarımıza ‘Eve Kapanma, Pazara Çık’ diyenlere karşı, ‘Pazara Çıkacak Para Nerede’ demekten, ‘Krizin Faturasını Patronlar Ödesin’ diye haykırmaktan geri kalmayacağız.
TÜSİAD’ın, MÜSİAD’ın, Türkiye Kamu Sen ve Memur Sen’in dediği gibi ‘Eve Kapanmayacağız’ ama onların dediği gibi ‘Pazara da çıkmayacağız’. İşçilerle, Emekçilerle, Emek ve Demokrasi Güçleriyle birleşerek ‘Alanlara çıkacağız’.
Kamu İşyerlerinde tıkanan Toplu Sözleşme Görüşmelerinde Sınıf Dayanışması temelinde tutum almaktan geri durmayacağız. Çünkü biz biliyoruz ki; İşçi Sınıfı bizim dostumuzdur. Bu ülkenin İşçileri, Toplu Sözleşme sonucunda ne hak elde ederlerse, bizler de ancak onların elde ettiği kadar hak elde edebiliriz. Çünkü biz yıllardan bu yana ‘Kurtuluş Yok tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz’ sloganlarıyla, ‘Yaşasın Sınıf Dayanışması’ haykırışlarıyla alanları doldurduk. Tüm eylem ve etkinliklerimizde Birleşik Mücadelenin örneklerini sergiledik. Emek Örgütleriyle yan yana olduk. Demokrasi Güçleriyle birlikte Mücadele yürüttük.
Mücadelemizin merkezine, Grev ve Toplu Sözleşme Yapma Hakkını koyan bir Sendika olarak, Toplu Sözleşme Hakkımızın engellenmesi halinde Grev yapacağız. Türkiye’nin tüm meydanlarından olduğu gibi buradan Hükümete sesleniyoruz. Adalet Bakanlığı’ndan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’ndan Dışişleri Bakanlığı’na, Maliye Bakanlığı’ndan Gelir İdaresi Başkanlığı’na, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ndan Danıştay Başkanlığı’na varasıya kadar, örgütlü olduğumuz tüm kurumlarda Hükümeti, İşveren Temsilcilerini Sendikamızla Toplu Sözleşme Masasına oturmaya çağırıyoruz. Bu çağrı Büro Emekçilerinin çağrısıdır. Bu çağrı İşbarışının korunması çağrısıdır. İşbarışının sağlanması, korunması ve süreklilik kazanması için Hükümet bizimle Toplu Sözleşme Masasına oturmalıdır.


Bugün Büro Emekçileri Sendikası olarak örgütlü olduğumuz tüm İşkollarında olduğu gibi, burada, Ankara’da Adalet Bakanlığını da Toplu Sözleşmeye çağırıyoruz. Bu ülkenin en çok çalışan ama en az kazanan Kamu Emekçileri arasında yer alan Yargı Emekçileri adına, onların Yetkili Sendikası olarak Adalet Bakanlığını Toplu Sözleşmeye çağırıyoruz. Yargı Emekçilerinin haklı taleplerini, Hükümete ve Adalet Bakanlığına iletiyoruz. Dosya yığınlarının altında ezilen Yargı Emekçilerinin haklarına sahip çıkıyoruz. Yargı Emekçilerinin haklı talepleri için buradayız. Buradan Adalet Bakanlığına çağrıda bulunuyoruz. Yargı Emekçilerinin sorunlarının çözümü ve taleplerinin yaşam bulması için Adalet Bakanlığını Toplu Sözleşme Masasına oturmaya davet ediyoruz. Bu sesi duyun. Taleplerimizi karşılayın. Aksi takdirde, Toplu İş Sözleşmesi Hakkı olan Yargı Emekçileri, Grev Haklarını kullanmaktan geri durmayacaktır.
YARGI EMEKÇİLERİNİN TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİ
– TBMM Komisyonlarında görüşülmekte olan 3717 sayılı yasanın ‘hakkaniyet’ ve ‘adalet’ ilkelerine uygun bir biçimde düzenlenmesi, Havuz Parasının Sendikamızın ve Yargı Emekçilerinin talepleri doğrultusunda tüm Yargı Emekçilerine eşit bir biçimde dağıtılması.
– Yargı Emekçilerinin ekonomik, demokratik ve özlük haklarının; ‘adalet’ ve ‘eşitlik’ ilkeleri çerçevesinde ‘bütünlüklü’ bir yasal düzenlemeyle çözüme kavuşturulması.
– Maaş ve ücretler konusunda 657 sayılı yasaya tabi kılınan Hakim ve Savcılar dışındaki Yargı Emekçilerinin, Disiplin Soruşturması ve Adli Kovuşturmalar söz konusu olduğunda 2802 sayılı yasaya tabi kılınması uygulamasından vazgeçilmesi.
– Eksik İstihdam sorununun ‘yeni’ ve ‘kadrolu personel’ alımı yoluyla çözülmesi.”

– Atama ve Görevde Yükselmelerde ‘keyfiyetten’ uzak davranılması.
– Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil olan: Hizmetli, Bekçi, Dağıtıcı, Mübaşir vb. kadrolarda görev yapmakta olan Yargı Emekçilerinin Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçişlerinin sağlanması.
– 4/B ve 4/C statüsünde görev yapan Yargı Emekçilerinin Kadroya Alınmasını ve İnsanca Yaşayabilecekleri iş ortamının sağlanması.
– Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ve Doküman Yönetim Sisteminin (DYS) teknolojik altyapıları gözden geçirilerek gereksiz işyoğunluklarına neden olmalarının engellenmesini, UYAP ve DYS nedeniyle oluşan işyoğunluğu dikkate alınarak yeni ve kadrolu personel istihdamının sağlanmasını, UYAP ve DYS’den kaynaklanan işyoğunluğunun Yargılama Sürecinin uzamasına neden olan aksaklıklarının ortadan kaldırılmasını, UYAP ve DYS’nin Bilgi Güvenliği konusundaki mahsurlarının giderilmesi.
– İşyoğunluğu nedeniyle; Yargı Emekçilerine uygulanan ‘Senelik İzin’ gaspından vazgeçilmesi.
– Suçüstü Nöbetleri, Fazla Mesai gibi çalışmaları karşılığında Yargı Emekçilerine günün koşullarına uygun bir ücretin ödenmesi.


– Servis, Kreş, Ulaşım, Yiyecek ve Giyecek yardımları ile Lojman sorunlarının çözülmesi.
– Her adli yıl açılışında tüm yargı emekçilerine ‘bir maaş tutarında ikramiye’ verilmesi.
– Banka Promosyon gelirlerinin tamamının tüm Yargı Emekçilerine ‘eşit’ olarak dağıtılması.
Yargı Emekçileri lehine yapılmasını talep ettiğimiz; yıllardır Hükümetlere, Adalet Bakanlığına ve Adalet Bakanlığı Kurum İdari Kuruluna ilettiğimiz sorunların çözümü konusunda artık adım atılmasını ve Adalet Bakanlığı’nın Sendikamızla Toplu Sözleşme Masasına oturmasını talep ediyoruz.

MERKEZ YÖNETİM KURULU