1 MAYIS 2007 İSTANBUL’DA YAŞANAN OLAYLARLA İLGİLİ KESK BASIN AÇIKLAMASI

303

İktidara geldiği günden bu yana en istikrarlı politikası emek düşmanlığı olan AKP hükümeti, bu kirli yüzünü Emekçilerin Bayram Günü 1 Mayıs’ta emekçilere saldırarak ortaya koymuştur.Halkın yüzde 75”nin karşı çıkmasına rağmen tek kişinin kararıyla cumhurbaşkanlığı seçilmeye çalışılması, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin mahkemeye taşınması, genelkurmay başkanlığının gece yarısı muhtırası vermesi gibi demokrasi garabetlerinin yaşandığı ülkemizde, bu garabetin temelinde yıllardır demokrasiye ve emeğin haklarına tahammülsüzlük yatmaktadır.12 Eylül Darbesi’nin ardından iktidara gelen tüm hükümetlerin ortak politikası, emekçi halkın taleplerini görmezden gelmek, sesini kısmaya çalışmak ve şiddet yoluyla bastırmaya çalışmak olmuştur. Yıllarca alanlar emekçilere kapatılmış, en temel demokratik hakların bile kullanılması engellenmeye çalışılmıştır. Tüm bunlara rağmen emekçiler demokratik bir ülke kurma yolunda onurlu mücadelelerinde yılmamış, sonuna kadar mücadeleye devam etmiştir.Ülkemizde ne zaman emeğin ve toplumsal muhalefetin sesi yükselmeye başlasa derhal baskı yasalarıyla, polis şiddetiyle, kanlı tertip ve katliamlarla bu muhalefetin önü kesilmeye çalışılmıştır. Bu kanlı tertiplerden belki de en büyüklerinden biri 1 Mayıs 1977’de yaşanmıştır. 42 insanın canını yitirdiği olayların sorumluları aradan geçen 30 yılda hala ortaya çıkartılamamıştır.Sorumluları bulup yargılaması gerekenler, katliamın 30. yılında arkadaşlarının anılarına ve mücadelelerine sahip çıktıklarını göstermek için 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’na çıkmak isteyen emekçilere saldırmıştır. Emekçilerin en doğal demokratik haklarını kullanmalarını engel olmak için günlerdir ortamı geren açıklamalar yapan AKP hükümetinin İstanbul Valisi, sabahın erken saatlerinden itibaren Taksim ve civarında terör estirerek adeta sıkıyönetim ilan etmiştir.Sokağa çıkan herkes gözaltına alınmış, vapur ve toplu ulaşım araçları seferleri kaldırılmış, okullar tatil edilmiştir. Polis toplanmaya çalışan her gruba gaz bombalarıyla saldırarak İstanbul’un göbeğinde savaş alanlarını aratmayan manzaraların doğmasına neden olmuştur. 27 Nisan 2007’de Genelkurmay tarafından yapılan basın açıklamasının muhtıra olup olmadığının halen tartışıldığı bugünlerde, 1 Mayıs itibariyle darbe günlerini aratmayan saatler yaşamaktayız. Hükümet ve ordu her konuda nerdeyse kavga içinde iken, emekçilerin 1 Mayıs anma etkinliklerini bastırma, engelleme ve en demokratik haklarını kullandırmama noktasında uzlaştıkları görülmektedir. Polis gücüne ek olarak binlerce asker de İstanbul’da görevlendirilmiştir.KESK Genel Sekreteri Abdurrahman DAŞDEMİR ve Kadın Sekreteri Sevgi GÖYÇE, DİSK Genel Sekreteri Musa ÇAM, Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza KÜÇÜKOSMANOĞLU, Dev Sağlık-İş Sendikası Genel Sekreteri Arzu ÇERKEZOĞLU, ÖDP İl Başkanı Alper TAŞ, TMMOB Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin YEŞİL ve 50 kadar sendika yöneticisi arkadaşımız, sabah saat 7.30’da Beşiktaş’tan 1 Mayıs toplanma alanı olan İnönü Stadyumu önlerine geldiklerinde binlerce çevik polis tarafından durdurularak saldırıya uğramış, dövülerek gözaltına alınmışlardır. Şu ana kadar İstanbul’da gözaltına alınan kişi sayısı bini aşmıştır.Ankara ve çevre illerden Taksim’e gelmek isteyen emekçiler de saldırılardan nasiplerini almıştır. Gebze ve Kocaeli’nden İstanbul’a giden dört otobüs saldırıya uğramış, camlar kırılarak otobüslerin içine gaz bombaları atılmıştır. Ayşe ARAPGÖZ adındaki bir emekçi hastaneye kaldırılmıştır. İstanbul’a girişler yasaklanmış, gelenler geri dönmeye zorlanmıştır.Ülkemizi daha fazla gerginliğe sürüklemeye kimsenin hakkı yoktur. Gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılmalı, 1 Mayıs anma etkinliklerinin barış ve huzur içinde gerçekleştirilmesi için hükümet sağduyulu davranmalıdır.Tüm dünyada işçi bayramı olarak kutlanılan 1 Mayıs’ı tatil etmek yerine, emekçilerin üzerine panzerler ve gaz bombalarıyla saldırmaktadır. Bizler, bugüne dek emekten ve demokrasiden yana mücadelemiz her platformda sürdürdük ve haklarımızı meydanlarda savunduk. Bugün de on binlerce emekçi, hükümetin tüm engellemelerine rağmen Taksim Meydanı’na çıkarak mücadelelerindeki kararlılık ve azmi dosta düşmana göstermiştir.Hükümetin ve valisinin görevi meydanları emekçilere kapatmaya çalışmak değil, halkın güvenliğinin ve yaşamının devamlılığının sağlanmasıdır. Hükümet derhal bu emek düşmanı tutumundan vazgeçmelidir. 77 1 Mayıs’ında katliam yapanların bulunması için Meclis Araştırma komisyonu kurulmalıdır. Bu sabah saatlerinde gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal salıverilmelidir. Bugünden itibaren 1 Mayıs, katliam ve sıkıyönetim günü değil, işçi bayramı olarak tatil olmalıdır. Hükümet siyasi sorumluluğunu yerine getirmeli, bugün yaşanan olayların baş sorumluları olan İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü derhal görevden alınmalıdır.Hasan HAYIRKESK MYK Üyesi